12 Ekim 2010 Salı

KABARIK ETEK İSTİYORUM...

    Mad Men... Bugünlerde bu diziye taktım. Baktım ki senelerdir Emmy ve Golden Globe ödüllerini topluyor, "vardır bir hikmeti" deyip eski bölümlerinin hepsini arka arkaya seyrettim. Yeni sezonu da e2'den takip etmeye başladım. Gerçekten hoş bir dizi. Reklamcılık sektörü üzerinden 1960'lı yılların Amerika'sını anlatıyor. Nostalji modası onlarda da revaçta olsa gerek ki dizi bana bizdeki Hatırla Sevgili'yi hatırlattı. 1950'lerin sonu 60'ların başından itibaren Amerika'da gelişen olaylar takip edilebiliyor dizide. Örneğin Marilyn Monroe'nun ölümü, Kennedy suikasti gibi...
   Dizinin baş karakteri Don Draper'ın karizması (Jon Hamm) ayrı bir yazı konusu olacak denli üst seviyelerde geziyor ama ben şimdi ondan bahsetmeyeceğim. Bahsetmek istediğim konu kostümler, dekor ve bunların bana hatırlattıkları... Dizi, seyredeni alıp o yıllara götürüyor sanki. Her eşyaya ayrı ayrı takılıyorsun. Müthiş bir sanat yönetimi... Hele o elbiseler, hele o elbiseler... Başrollerdeki çift özellikle yakışıklı ve güzel seçilmiş olsa gerek, çünkü her giydikleri üzerlerine çooook yakışıyor. Kostümlerin hakkını veriyorlar yani. Zaten yanılmıyorsam dizinin kostümleri Amerika'da kadın ve erkek modasını oldukça etkilemiş. 
   60'ların modası deyince akla neler mi geliyor? Bir kere kabarıııık, muhteşem etekler... renk renk elbiseler, şapkalar... kalem etekler... eldivenler... dalgalı saçlar... erkeklerde takım elbise, ince kravatlar ve tabii ki fötr şapkalar... Ne kadar zarif, ne kadar hoş. O yıllarda bu dizidekiler kadar şatafatlı olmayabilir ama yine de bu tarz bir giyim varmış. Eski fotoğraflara baktığımızda bunun örneklerini görebiliyoruz zaten. Ve ben o fotoğrafları gördüğümde ne kadar salaş giyindiğimi tekrar tekrar hatırlıyorum. Mesela pantolonu çok kullanıyoruz. Özelikle de kot pantolonu. Halbuki elbise kadınlara ne kadar çok yakışıyor. Fötr şapka desen tarihe karışmak üzere:) Kabul ediyorum bu kıyafetleri taşımak zor. Kolayca giyip çıkarabileceğimiz, içinde kendimizi rahat hissedebileceğimiz, rahatça yıkayıp kurutabileceğimiz pratik giysiler giymek istiyoruz. Ama düşünüyorum da artık çamaşır makinamız var, çok iyi ütülerimiz var, suyumuz var, elektiriğimiz var.  Hatta kuru temizleme dükkanlarımız bile var. Peki ne yok? Ruhumuz yok. 50 yıl öncesinin zarafeti, sabrı yok... Tembeliz tembel... Hadi kendi adıma konuşayım tembelim tembel:) Ama bundan sonra daha zarif olmaya çalışacağım. Hatta geçen gün kendime şapka aldım:) Gerçekten!!!